"Üzüntüye uğrayan beni hatırlasın!” buyurmuştu Babam. Üzüntüde Muhammedî (asm) sır vardı. İnsana en çok üzüntü anında uzanırdı Muhammed’in (asm) eli...
Babamın parçasıyım...
Hayatımın hepsine vuran üzüntü beni onunla bağlamış. Acının bağı kopmaz. Babamla bağım onun için anlaşılmaz.
Ben Fâtıma...
Elim, onun tuttuğu el.
Benim elim Allah Resûlü’nün eli.
Benim elim Babam Muhammed’in (asm) elinden tutma vesilesi...
Elimden tutan ondan tutar.
Elimde tüm esmanın sırrı var.
Babam elleriyle koydu ellerime velayeti.
Yüz yirmi dört milyon evliya elimde saklı. Onun için elim kerametli, elim bahtlı...
Gidiyorum, Babam Hz. Muhammed’e (asm).
Elim üstünüzde...
Aşk, “Mim!” dedi.
Tüm varlık aşkla “Mim”lendi.
Esmanın bilinme seyri “Kenz-i Aşk”a yüklendi.
“Kenz-i Aşk”, Âlemlerin Efendisi olarak yaratılan Hz. Muhammed'i (asm) anlatma gayesiyle kaleme alınmış bir dizi. Her kitapta Fahr-i Kâinat Efendimizin (asm) en yakınlarından birinin diliyle aşk hazinesinin kapısı aralanmaya çalışılıyor.
Babam Hazreti Muhammed (asm), Peygamberimizin “benim parçamdır” dediği, risalet denizinin velayet nehriyle buluşmasının kendisinde vücut bulduğu Hz. Fatıma (ra) annemizin dilinden akıyor. Nuriye Çeleğen’in incelikli kaleminden…